
At Yarışı üzerine röportaj formatında Pazartesi akşamları yayınlanan Harbi Analiz köşemizin beşinci bölümü için hazırız. Bugün yarışsever dostlarımızdan biri olan Muhittin Erdi Yüksel ‘in atçılığımız hakkındaki görüşlerini öğreneceğiz.
A.Kandemir : Öncelikle söyleşimize katıldığınız için teşekkür ederim. Sizleri tanımayanlar için kısaca kendinizi tanıtır mısınız.
M.E.Yüksel : İsmim Muhittin Erdi Yüksel ve 29.10.1988 Adana doğumluyum. Mustafa Kemal Üniversitesi Uluslararası lojistik ve Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İktisat bölümü mezunuyum. Ayrıca koyu bir Fenerbahçe taraftarıyım 🙂
A.Kandemir : İlk kez at yarışlarına hangi yıllarda ve nasıl tanıştığınızı bahsedebilir misiniz? M.E.Yüksel : At yarışları ile tanışmam 1996 Gazi koşusunda Bold Pilot efsanesini izlemem ile başlar. Bu nedenle benim için en özel attır Bold Pilot . Sadece benim için değil, Türk yarışçılığı için de hiç şüphesiz en özel attır. 2013 Gazi Koşusunda ki pistte son çıkışı bunun en güzel örneklerindendir. Derbi için yaratmış olduğu özel heyecan , atmosfer ve artı bir kalabalık 🙂
A.Kandemir : Sizce atçılığımızın durumu veya atlarımızın kalitesi, eski yıllara göre ne vaziyettedir ? Yurt dışındaki ile aramızdaki farklar nelerdir?
M.E.Yüksel : Şahsi düşüncem eski yıllarda çıkarmış olduğumuz şampiyonlara son yıllarda sahip olamıyoruz. Tam işte şampiyon yakaladık dediğimiz isimleri de sahada sağlıklı tutmayı başaramıyoruz. Sırf son 2 yılda kaybettiğimiz Anatoly,Talip Han,Agresivo,Toruk Macto hatta koşmaya devam ediyor olsa da Kalimdor bunun son örnekleridir. Neler yapabileceklerini anlayamadan kaybediyoruz. Bu isimler de kendi iç yarışcılık sektörümüz adına kaliteli isimlerdir. Yurt dışında söz sahibi ülkelerde olsun yada Dubai’de olsun buralarda GR1 seviyesinde bizleri temsil edebilecek isimler belki değiller. Bence zaten yarış tarihimizin hiç bir döneminde maalesef bu kalitede tek 1 at bile çıkaramadık. Yarışçılık sektörümüzün eskiye göre eski dediğimde yakın tarih son 10-12 yıl yani iyi durumda olup olmadığını anlamak için en basitinden son 3-4 yıl içinde Dubai’ye kaç at gönderebildiğimize bakmamız yeterlidir. Yada ülkemizde düzenlemiş olduğumuz k’enternasyonel yarışlardan kaç tanesini kazanabildiğimize bakmamız yeterlidir. Yurt dışında ki yetiştirilmiş olan atlar ile aramızda çok fark var zaten bunu ülkemize ithal edilen foal isimlerin ülkemizde yetiştirilen atlarla mücadelelerinde ortaya çıkan sonuçlara bakarakta görebiliriz bence.
A.Kandemir : Ülkemizde bulunan antrenörler , jokeyler ve seyislerin performansı-niteliklerini nasıl buluyorsunuz?
M.E.Yüksel : Ülkemizde en zayıf halkalardan birininde ben antrenörler olduğunu düşünüyorum. Kendi iç rekabetlerinde fark yaratmak için kaç tanesinin kendine has özel antrene teknikleri, çalışma sistemleri var acaba merak ediyorum. Temel antrenman metodlarını bir kenara koyaraktan söylüyorum bunların at yarışlarının bir spor olduğu, atlarında bir sporcu olduğunu hepimiz kabul ediyoruz. Peki dünyada ki her sporcu aynı antrenman sistemi ile çalışarak mı büyük sporcu olmuştur? Fark yaratan antrenörlerin imzası vardır bunların hepsinde. Gerek takım sporlarında gerekse de bireysel spor dallarına bakacak olursak tablo değişmez . NBA tarihinin en büyük koçu Phil Jackson üçgen hücum, Rinus Michels’in total futbol prensibine dayalı antrenmanları taktik gelişimi, Kloop’un kendi icat etmiş oldugu footbonaut makinası ile oyuncularına idmanda cevre kontrolü, hızlı düşünme yetenegini aşılaması geliştirmesi yada Bob Bowman’ın Micheal Phelps üzerindeki rolü bunların basit bir kaç örneğidir. Ayrıca ülkemizde bu kadar çok atın antrenmanlarda yada yarışlarda sakatlanması sadece pist ve jokey baskısı ile de açıklanamaz bence. Yetiştiricilerimiz kadar antrenörlerimizinde üst düzey yarışçılık ülkerindeki antrenörlerden bir hayli geride olduğunu düşünüyorum ben. Seyislerimizi bence konuşmaya bile gerek yok işini iyi yapan azınlığı bir kenara koyacak olursak yine tabi. Bence Ekrem Kurt apranti eğitim merkezinin diğer bir sorumluluğuda kalifiye seyis yetiştirmek olmalı. Süresi 6-12 ay arası olması bile yeterli olacaktır bence
A.Kandemir : Bakanlık ile TJK sadece 6 ay sözleşme uzattı. Bazı at sahipleri, ganyan bayileri bu durumdan endişeli. Sizce sektörün özelleşme ihtimali durumuna, nasıl bakıyorsunuz?
M.E.Yüksel : Ben özelleştirmenin olması taraftarıyım açıkcası. Yıllardır devlete sırtını dayamış şekilde ilerleyen bu sistem artık değişmelidir. Yetiştiriciler,at sahipleri 1.derece sorumlu olmalıdır. Bazı at sahiplerinin dediği gibi yıllardır Bakanlığa dayalı ne güzel işleyen arada sekteye ugrasa da güzel güzel işleyen bir yarışcılık düzeniz var bunun devam etmesi daha iyi olur söylemine de hiç katılmıyorum.Bu söylemin altında bence farklı düşünceler yatmakta açıktan söylenemeyen itiraf edilemeyen 🙂
A.Kandemir : Size göre mevcut TJK yönetimi başarılı buluyor musunuz?
M.E.Yüksel : Başarılı bulmuyorum . Ben Serdal Adalı, Tjk başkanı olduğunda daha pozitif şeyler düşünmüştüm. Onun iş hayatındaki vizyonuna baktığım zaman bunu hissetmiştim. Ama bu vizyonunu bence bu sektöre aktaramadı.
A.Kandemir : Elinizde sihirli bir değnek olsa sektörde neleri düzeltmek isterdiniz? Yanlış noktalar için çözüm önerileriniz nelerdir?
M.E.Yüksel : İyi bir altyapı oluşturmak adına belki 5-6 yılı kaybetmeyi göze alıp atçılık myo’larını tamamen sektöre katardım. Saç ayaklarından biri kesinlikle atçılık myo’lar olurdu, bunun dışında yurt dışına büyük haralara-antrenörlere-veterinerlere sürekli eğitimlere ve stajlara isimler gönderirdim. İlk aklıma gelenler bunlar yoksa çok daha köklü değişimler şart bence. Arap yarışlarının azaltılması,Gr yarışlarımızın tamamen uluslararası rekabete açılması v.b.
A.Kandemir : Pedigriler konusunda elimizdeki ingiliz aygır stoğuna nasıl bakıyorsunuz? Özel hara sahipleri ilk kez TJK aygırlarının kalitesine yaklaştılar. Bu konu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
M.E.Yüksel : Öncelikle Tjk aygırları olsun,Özel aygırlar olsun hiçbirinin 1.sınıf bir aygır olduğunu düşünmüyorum. Zaten yetiştiricilik tarihimizde de 1.sınıf bir aygıra sahip olmadık hiç bir dönem. Özel aygırların , Tjk aygırlarının kalitesini yakalaması da bence bu özelleştirme süreci ile alakalı gerçekleşen bir durum oldu. Daha önce sırtını bakanlığa dayamış olan sistem, son 2-3 yıldır alım olmayınca elini taşın altına sokmak durumunda kaldı. Ben sanmıyorum bakanlık aygır almış olsaydı yetiştiricilerimiz bu özel alımları gercekleştirsin.Hiç biri bu alımları yapmazdı ve devletten beklemeye devam ederlerdi.
A.Kandemir : 2014 Yeni aşım sezonunda ümitli olduğunuz aygır isimleri nelerdir? Sizce son 10-15 yılda atçılığımıza en faydalı ingiliz aygır veya aygırları hangileridir?
M.E.Yüksel : Tjk aygırlarından Powerscourt, özel hara aygırlarından da kendini ispatlamış olan Kaneko favori aygırlarım. Bu sezon aygırlık kariyerine başlayacak isimlerdense Mendip ve Astrakhan’dan özellikle ümitliyim. Son 10-15 yıldaki en başarılı aygırlarımız ise Distant Relative, Sri pekan 2’lisi bence, bir 4-5 yıl daha gerisinede gidersek eğer Castle Rising’i liste başına yazarım.
A.Kandemir : Bir kısrak almak isteseydiniz hangi ismi transfer etmek isterdiniz? (Yurtiçi-Yurt dışı olabilir)
M.E.Yüksel : Bunu yurt dışından 1, yurt içinden de 1 isim vererek cevaplamak istiyorum izninle. Yurt dışından Zarkava’yı isterdim hiç düşünmeden. Yurt içinden ise tek tercihimi Black Shadow’dan yana kullanırdım. Çünkü vasat ve vasat altı olarak düşünebileceğimiz aygırlardan Khanjar ve Musabey gibi 2 iyi isim verdi. Gittiği ilk ciddi aygırdan da Anatoly gibi bir şampiyonu vermiş olması onu benim gözümde özel kılıyor… Black Shadow dışında da tabi Marcatobianca,Fair Lady,Rokoko,Tierra,İmelda gibi 4-5 tane daha beğendiğim ve iyi anne olacaklarını düşündüğüm isimler var.
A.Kandemir : At yarışları ile ilgili aklınızdan çıkaramadığınız özel bir anınız varsa bizimle paylaşır mısınız?
M.E.Yüksel : 2013 Gazi koşusunda Bold Pilot’un jübilesinde Bold Pilot’u canlı şekilde ilk kez görmem, ahırında onun fotoğraflarını çekme fırsatımın olması ve benim için çok önemli olan hayranı olduğum Atman ailesi ile 2013 Gazi koşusu gününde tanışmış olmam özel anlardandır benim için.
A.Kandemir : Bold Pilot isimli şampiyonun jübile fikrini ilk ortaya atan sizsiniz. İlk defa bir yarışseverin isteğine TJK kayıtsız kalamadı. Gelişen süreçten dolayı neler düşünüyorsunuz?
M.E.Yüksel : Bold Pilot’un jübile fikri tamamen doğaçlama gelişen bir durum ve bu fikri ortaya atmam sonrasında zaten her şey kendiliğinden gelişti. Bold Pilot fanları ve hayranları bu fikre sahip çıktı destek çığ gibi büyüdü benimde beklemediğim şekilde Tjk’da bu sevgiye sessiz kalamadı bence. Ama Atman ailesine de ayrıca teşekkür ediyorum. Bu fikre sıcak bakıp değerlendirmeye aldılar ve Tjk ‘dan gelecek olan olumlu cevap karşısında kesinlikle Boldie’yi piste çıkaracaklarını belirttiler.
A.Kandemir : Farzı misal kilonuz ve boyunuz müsait olsa ve bir yarışlığına jokey olsanız hangi ata binmek isterdiniz ?
M.E.Yüksel : Bold Pilot’a binmek isterdim.
A.Kandemir : Yurt dışı yarışları takip eden biri olarak sizce son yılların en iyi atı Frankel mi ? Sea The Stars mı ?
M.E.Yüksel : Düşünmeden Sea the Stars derim bu soruda. Bence çim pistin tarihteki en büyük şampiyonu Sea the Stars’dır.
A.Kandemir : Televizyonlardaki at yarışı içerikli programları nasıl buluyorsunuz. Sizce yeterli mi ? En beğendiniz at yarışı programları nelerdir?
M.E.Yüksel : Beğendiğim bir program yok çünkü yarışseverin sesi değilde Tjk kurumunun sesi olarak yayın yapıyorlar daha çok. Onu Tjk kurumunda çalışanlara sormak daha doğru olur sesinizi hangi program daha iyi duyuruyor diye 🙂
Kısa Soru – Kısa Cevap Bölümü :
En beğendiğiniz eküri : Atman ekürisi
En beğendiğiniz jokey : Halis Karataş
En sevdiğiniz ingiliz atı : Bold Pilot
En sevdiğiniz arap atı : Odinhan
En sevdiğiniz aygır : Powerscourt
En sevdiğiniz kısrak : Lyna
Unutamadığınız nefes kesen bir yarış :2008 Erkek tay deneme (MARACAIBO)
2013 yılının en iyi 2 yaşlı ingiliz tayı: Kuloğlu
2013 yılının en iyi 3 yaşlı ingiliz tayı: Taliphan
2013 yılının en iyi uzun mesafe ingiliz atı: Taliphan
2013 yılının en iyi sprinter ingiliz atı (kısa-orta): White ram
2013 yılının en iyi ingiliz atı (Yılın ingiliz atı) : Taliphan
2013 yılının en iyi arap atı (Yılın ingiliz atı) : Uçanoğlu
2013 yılının en başarılı ingiliz aygırı: Okawango
A.Kandemir : Bu güzel söyleşi ve samimi cevaplarınız için teşekkür ederim. Hayatınızda sağlık ve başarılar dilerim. Son olarak yarışseverlere veya camiaya vermek istediğin bir mesaj var mı?
M.E.Yüksel : Son söz olarak ise at ve canlı sevgisinin herşeyden önemli olduğunu, ilk olarak bu sevginin ön planda tutulmasını diliyorum hem at sahipleri hemde yarışseverler tarafından.Bu röportaj fırsatını tanıdığınız için teşekürlerimi sunuyorum sizlere ayrıca. Umarım 2014 yılı geçmiş yıllardan çok daha başarılı ve sağlıklı bir sezon olur camia adına.
Bold Pilot